Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Alkol-Madde-Sigara Bağımlılığı İlişkisi

DEHB ile ilişkisi olan bozukluklar içerisinde en çok tedirginlik yaratanlardan birisi alkol-madde bağımlılığıdır. Alkol bağımlılığı alkolün vücutta ihtiyaç haline gelmesi, alınmayınca çeşitli fiziksel ve ruhsal sıkıntıların başlaması durumudur. Madde bağımlılığı da benzer sıkıntıların esrar, kokain, eroin ve diğer bazı maddelerin alınmaması sonucu oluşması durumudur. Alkol-madde bağımlılığı olan kişiler çoğunlukla mesleki ve ailesel sorumluluklarını yerine getirmekte güçlük çekerler ve toplum tarafından dışlanabilmektedirler. Ayrıca alkol-madde bağımlılığının tedavisinin başarılı olabilmesi için isteklilik, yoğun emek ve zamana gereksinim vardır. Günümüzde alkol-madde bağımlılığının kalıtımsal, biyolojik ve psikolojik kökenleri olan ve tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğu görüşü kabul görmektedir.DEHB ile ilişkisi olan bozukluklar içerisinde en çok tedirginlik yaratanlardan birisi alkol-madde bağımlılığıdır. Alkol bağımlılığı alkolün vücutta ihtiyaç haline gelmesi, alınmayınca çeşitli fiziksel ve ruhsal sıkıntıların başlaması durumudur. Madde bağımlılığı da benzer sıkıntıların esrar, kokain, eroin ve diğer bazı maddelerin alınmaması sonucu oluşması durumudur. Alkol-madde bağımlılığı olan kişiler çoğunlukla mesleki ve ailesel sorumluluklarını yerine getirmekte güçlük çekerler ve toplum tarafından dışlanabilmektedirler. Ayrıca alkol-madde bağımlılığının tedavisinin başarılı olabilmesi için isteklilik, yoğun emek ve zamana gereksinim vardır. Günümüzde alkol-madde bağımlılığının kalıtımsal, biyolojik ve psikolojik kökenleri olan ve tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğu görüşü kabul görmektedir.

DEHB olan çocukların uzun yıllar izlemi sonucunda, erişkinlik, gençlik ve ergenlik dönemlerinde normal toplumda görülenden daha yüksek oranda alkol-madde-sigara bağımlısı oldukları görülmüştür. Ergenlik ve gençlik döneminde alkol-madde kullanımını bir veya birkaç kez deneyenlerden DEHB olanlar olmayanlardan daha yüksek oranda ve hızlı bir biçimde bağımlı olabilmektedirler. Diğer yandan alkol-madde bağımlısı olan erişkinler incelendiğinde DEHB olanların önemli bir bölümü oluşturdukları görülmüştür. Ayrıca DEHB olan ve olmayan erişkin alkol-madde bağımlıları arasında tedavi sonucu iyileşme oranları da farklılıklar göstermektedir. DEHB olan alkol-madde bağımlıları tedaviye başlamakta, sürdürmekte ve sonlandırmakta DEHB olmayanlardan çok daha düşük başarı göstermektedirler. Bizim Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Bağımlılık Bölümünde yaptığımız araştırmalarda bu bilgileri doğrulamaktadır. Batılı ülkelerde olduğu gibi bizde de alkol bağımlılarının yaklaşık %30’u çocukluğunda DEHB olan bireylerden oluşmaktadır. Normal erişkinlerde DEHB olma oranının % 3-4 olduğu göz önüne alınırsa DEHB olan bireyler için alkol bağımlılığı riskinin yaklaşık 10 kat arttığı hesaplanabilir. Yine yaptığımız çalışmada batılı ülkelerde olduğu gibi çocukluğunda DEHB olan alkol bağımlılarının çocukluğunda DEHB olmayanlara oranla çok daha erken yaşta bağımlı oldukları ve bağımlılık tedavisinden çok daha az yarar gördükleri belirlenmiştir.

DEHB olanlarda alkol-madde bağımlılığının daha sık görülmesi ve daha güç tedavi edilmesinin nedenleri de pek çok bilimsel araştırmada incelenmiştir. Elde edilen bulgular tedavi edilmeyen DEHB olan bireylerin farkında olmadan bu maddeleri kullanarak kendi kendilerini bir biçimde tedavi ettiklerini ortaya koymuştur. Yani DEHB tedavi edilmediği zaman kişi bu maddeleri kullanarak geçici bir düzelme hissedip alkol-madde kullanımına devam ederek hızla bağımlı olmaktadır. DEHB tedavisinde kullanılan uyarıcı ilaçların beyinde meydana getirdiği etkiye benzer etki meydana getiren bu maddeler kişiye geçici bir düzelme sağlarken, alkol-madde bağımlılığının önemli sorunlarıyla karşı karşıya bırakmaktadır. Ayrıca DEHB olan kişilerde mizaç değişikliklerinin sık olması, daha huzursuz ve gergin yapıda olmaları, isteklerini ertelemekte güçlük çekmeleri de onları alkol-madde bağımlılığına yatkın hale getirmektedir. Sigara bağımlılığı da son yıllarda üzerinde önemle durulan konulardan birisidir. Toplum sağlığını derinden etkileyen sigara bağımlığının DEHB olan bireylerde normal toplumdan daha yüksek oranda olduğu görülmüştür. Alkol-madde bağımlılığıyla benzer biçimde DEHB olan çocuklar olmayanlardan daha erken yaşta sigaraya başlamakta, bir kez denedikten sonra çok daha kolay bağımlık kazanmakta ve sigarayı bırakmaları çok daha güç olmaktadır.

Tedavide yaygın olarak kullanılan Ritalin’in kırmızı reçete ile satılması ve DEHB olmayan bireylerde kötüye kullanım potansiyelinin olması anne-babaları tedirgin edebilmektedir. Ancak bu bölüm incelendiğinde alkol-madde bağımlılığı gibi çok ciddi psikiyatrik bozuklukların tedavi edilmemiş DEHB bireyler için son derece önemli sorunlar oluşturduğu görülmektedir.

Sonuç olarak,

  • DEHB kalıtımsal, biyolojik ve psikolojik özellikleri nedeniyle alkol-madde ve sigara bağımlılığıyla yakından ilişkili bir bozukluktur.
  • Çocukluğunda DEHB olan bireylerde alkol bağımlılığı riski yaklaşık 10 kat artmaktadır.
  • DEHB’nin erken tanınarak tedaviye başlanması ileriki yıllarda bağımlılık gelişmesini önlemek için son derece önemlidir.
  • Bugüne kadar yapılmış bilimsel araştırmalarda doktor kontrolünde Ritalin kullanan DEHB olan çocuklarda Ritalin bağımlılığı gelişmediği net olarak gösterilmiştir. Kısacası DEHB’nin tedavisinde Ritalin kullanımı bağımlılık yapmadığı gibi, DEHB olan bireyler için var olan alkol-madde bağımlılığı riskini ortadan kalkmasına yardımcı olmaktadır.